Yeşilçamda Erotik Film Furyası Nasıl Başladı?

Yazar: Administrator Tarih: 10 Mart 2020 Kategori: Yeşilçam Erotik
Yeşilçamda Erotik Film Furyası Nasıl Başladı?
Paylaş:

Yeşilçamda Erotik Film Furyası Nasıl Başladı

Yeşilçamın en çok tartışılan, rol alan çoğu oyuncuların bile yok saydığı, hatırlamak istemediği, kadın oyuncuların lanetlendiği dönemdir erotik film furya dönemi. Ama bir gerçek var ki ne kadar 70’li yılların başında başlasa da 75-80’li yıllar arasında etkisini iyiden iyiye hissettirip, yeşilçamda bir yılda çekilen filmlerin üçte ikisini erotik filmler oluşturuyordu.

Yeşilçamda erotik film furyasının başlama nedenini bir kaleme bağlamak yanlış olacaktır. Sosyoekonomik nedenler dışında arz talep faktörünü de göz önünde bulundurmak gerekir. Yeşilçamda ki erotik film furyasına girmeden önce böyle bir akımın oluşmasına neden olan gelişmelerin tarihsel sürecine bir göz atalım. 1917 yılında ki ”Pençe” filminde Türk insanının kabullenmediği, lanetlediği bir konu işlemiş ve evli bir kadının yine evli bir erkekle yaşadığı aşk konusu hikaye edilmiştir. Filmde evlilik ve evlilik dışı ilişkiler derinlemesine irdelenmiştir. O dönemin kapalı bir kutusu olan ülke şartlarına göre kabullenemez bir film olmuştu. Yine o film Türk sinemasında ilk öpüşmenin yaşandığı film olarak kabul edilir.

Sansürlenen Film: Mürebbiye

1919 yapımı ”Mürebbiye” filmi, sinemanın Türkiye’ye girdiği ilk dönemlerde çekilmiş ve sansüre uğramış filmidir. Filmde bir Fransız yosması olan Anjel’in dişiliğini ortaya koyarak erkekleri birbirine düşüren bir kadın tiplemesi olarak karşımıza çıkar. Bu film o dönemin şartları düşünüldüğünde sansasyonel bir etki yarattı. Filmde yosma rolünde ki kadın her ne kadar Türk olmasa da farklı erkeklerle yaşadığı ilişkiler kabullenemezdi. Filme Fransızlar da  tepki gösterilmiş ve Fransız general Francdet d’ Esperey tarafından sansüre uğratılmıştır. Bu filmle beraber erotizmin kırıntılarının sinemamıza serpiştirilmeye başlandığını söyleyebiliriz.

Vamp kadın dönemi

Yıl 1922. Bir Muhsin Ertuğrul filmi olan İstanbul’da Bir Facia-i Aşk filminde de ”metres” kavramıyla karşılaşırız. Filmde, para karşılığı değil macera, fantezi olsun diye hoşuna giden erkeklerle beraber olan kadın tipleriyle karşılarız. 1950 ve 60’lı yıllarda ise Türk sinemasında vamp kadın diye tabir edilen erkekleri peşinden koşturan, macera düşkünü seksi kadın modelleri türemeye başladı. Lale Belkıs, Suzan Avcı, Neriman Köksal, Sevda Ferdağ sinemamızın önde gelen vamp kadın oyuncuları oldu. Bu döneme kadar 70’li yılların erotik filmleri gibi olmasa da erotizm duygusunu izleyiciye hissettiren filmler çekilmeye devam etmiştir. Büyük İtiraf (1947), Yuvamı Yıkamazsın (1947), Çıldırtan Kadın (1948), Damga (1948), Uçuruma Doğru (1949), Bir Fırtına Gecesi (1950), Onu Affettim (1950), İhtiras Kurbanları (1953), Bar Kızı (1954), Düşen Kızlar (1954), Köye Gelen Dansöz (1955), Dişi Yılan (1956), Gecekondu Yosması (1956) bu filmlerden bazıları.

Çöp film dönemi

1960 yılına geldiğimizde başta çizgi roman karakterleri ve Amerikan western filmlerinin kırıntıları olan ”B sınıfı filmler” ve ”spagetti western” filmleri çekilmeye başlandı. Yapımcılar 70’li yılların başına kadar çoğu çöp niteliğinde olan çakma filmler yapmaya devam etti. 70’li yıllara geldiğimizde Türk sinemasında kendini iyiden iyiye hissettiren buhran dönemi başladı. Bu buhran dönemini ithal filmlerle atlatmak isteyen yapımcılar, yurt dışından getirilen ve telif ücretleri yüksek olduğu için maliyetlerini sinema biletlerine yüklediler. Zaten ekonomik kriz içinde olan Türk milleti evinden dışarı çıkmıyor, sinema salonları ise sinek avlıyordu. Yapımcılar ithal filmlerden aradıklarını bulamamış ve çuvallamışlardı.

Yeşilçamın kült filmleri, yeşilçam bitti denilen dönemlerde çekildi

1970’li yıllar için yeşilçamın bittiği dönem denilir. Ben bu fikre kesinlikle katılmıyorum. 70’li yıllarda sinemamızda kült film olmuş efsane filmler çekilmiştir. Hababam Sınıfı, Tosun Paşa, Süt Kardeşler, Sultan, Neşeli Günler, Gülen Gözler, Mavi Boncuk, Selvi Boylu Al Yazmalım, Dila Hanım, Canım Kardeşim, Sürü gibi bir çok kaliteli filme imza atılmıştır. Sorun şuydu. İsimlerini az çok sizinde tahmin ettiğiniz bir kaç yapımcı dışında ki yapımcılar ucuz maliyetli filmler yaparak para kazanmak istiyorlardı. Yurt dışında yayınlanan çakma, model filmler yaparak hem düşük maliyetli filmler yaparak hem de para kazanarak günü kurtarmak istemişlerdir. Bu amaçla da yüzlerce film çevrilmiş ancak çöp niteliğinde ki o filmler tozlu raflarda kaderine terk edilmiştir.

İlk yerli erotik filmimiz çekiliyor

Yeşilçam yapımcıları yeşilçam bitti denilen dönemlerde bir arayış içine girdi. Ne yapmaları gerekiyordu ki seyirciyi tekrar sinema salonlarına çeksinler. İmdatlarına 1970’li yıllarda İtalya’da başlayan ve İtalyan seyircisi tarafından çok tutulan komedi-erotik filmler yetişti. Ancak bir sorun vardı. Türk izleyicisinin erotik filmlere tepkisi ne olacaktı? Bunun içinde bir çare düşünüldü. Komedinin daha ağır bastığı ve erotik sahnelerin daha yüzeysel olacağı filmler çekilecekti. Yeşilçamın ilk erotik filmi olarak kabul edilen ”Beş Tavuk Bir Horoz” filmi bir İtalyan komedi erotik dizisi olan ”Erkek Dediğin” dizisinin yerli versiyonudur. İtalyan seks komedi dizisinin başrol oyuncusu olan ”Lando Buzzanca”ya benzerliğiyle dikkat çeken, tiyatro kökenli bir oyuncu olan ”Sermet Serdengeçti” yapımcıların aradığı yüz modeli oldu ve ilk yerli erotik filmimiz çekildi. Dedik ya Türk izleyicisinin tepkisini çekmemek ve filme erotik filmden çok komedi film tadı vermek için de filme Münir Özkul, Mürüvvet Sim, Zeki Alasya gibi Türk halkının sevdiği komedi sanatçıları da bu filme dahil oldu.

Yerli erotik filmler peş peşe geliyor

Kriz içinde olan yeşilçama bir maya çalınmış ve ya tutarsa diye yola çıkılmıştı. Film gerçekten çok tuttu ve sinema salonları eski ihtişamlı günlerine geri dönmüştü. Yapımcılar yine yırtmıştı ve komedi-erotik filmler peş peşe gelmeye başladı. Komedi film tadını izleyiciye hissettirebilmek için de Aydemir Akbaş, Mete İnselel, Bülent Kayabaş, Hadi Çaman, Ali Poyrazoğlu, İlhan Daner, Mine Mutlu, Feri Cansel, Feri Doğan, Arzu Okay gibi isimler komedi – erotik tadında filmlerde oynamaya başladılar. Furyanın tam tutması ve erotik filmden ziyade komedi filmi gibi göstermek için hem film isimleriyle hem karakterlerin seçildiği halk tipiyle oynandı. ”Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak”, ”Kartal Pendik Gittik Geldik”, ”Fırçana Bayıldım Boyacı”, ”Ah Deme Oh De”,”Kokla Beni Melahat” gibi komik film isimleriyle izleyicilerin önüne çıktılar.

Filmlerin konusu tamam, isimlerde tamam sıra karakter oyuncularının seçileceği halk tipine gelmişti. Öyle halk tipleri seçilecekti ki sinemaya giden genellikle alt gelirli izleyiciler karakterleri benimseyecek, kendi içlerinden biri olarak bilecek ve sahip çıkacaktı. Bunun içinde kentli, iş adamı, eğitimli, güç sahibi karakterler yerine halka malolmuş, halkın içinden çıkan işçi, bahçıvan, köylü, taşradan gelmiş tipler seçildi. Taşradan gelmiş alt tabaka karakteri olan kişilikler, burjuva kadınları tatmin ederek hem o kadınların cinsel açlıklarını gidermiş olacak ve hem de taşralı karakterler burjuva sınıfından intikam almış olacaktı. Bir nevi bu oyuncular sayesinde halk egolarını tatmin olmuş olacaktı.

Keloğlan’ı bile erotik filmde oynattılar

Erotik filmler çok tutmuştu artık. Öyle ki bir zamanlar star diye kabul edilen çekimden çekime koşan, dönemin en iyi paralarını alan oyuncular artık çaptan düşmüş, ekonomik sıkıntı içine girmişler ve erotik filmlerde oynamaya başlamışlardı. Bu isimler arasında Tugay Toksöz, Tamer Yiğit. Behçet Nacar, Orçun Sonat, Salih Güney, Mine Mutlu, Arzu Okay, Figen Han’ı örnek verebiliriz. Öyle ki halk kahramanımız Keloğlan’ı canlandıran,  Ankara Radyosu’nda Çocuk Radyosu programı yaparken sinemaya geçen Rüştü Asyalı’yı bile erotik filmde oynattılar.

Dedik ya erotik filmler artık sinemamızda çığırından çıkmış bırakın star diye kabul edilen yıldızların rol aldığı filmleri yeşilçamın kötü adam karakterlerini erotik filmlerde görmeye başladık. Bir zamanlar Cüneyt Arkın, Ayhan Işık, Yılmaz Güney’den dayak yiyen sinemamızın kötü adamlarının çoğu erotik filmlerde boy gösterdi. Turgut Özatay, Kazım Kartal, Tarık Şimşek, Çetin Başaran ( porno filmi de var ), Tevfik Şen, Kudret Karadağ, Nizam Ergüden gibi isimler ya erotik filmlerde baş rol oynadılar ya da yan karakter rolleriyle erotik filmlerde rol aldılar.

” O filmlerde çaresizlik içinde oynadım”

Yeşilçam’ın erotik film yıldızlarından olan Arzu Okay, bir röportajında, erotik filmlerde çaresizlik içinde oynamak zorunda kaldığını söylemişti.  Okay ” O zamana kadar kazandığımla ancak aileme ve kendime bakıyorum. Kirada oturuyorum. Para gelince önce anneme veriyorum, sonra kalırsa bana. Bir dönem dram filmleri furyası vardı. Sırasını hatırlamıyorum. Sonra işte köy filmleri. Onlar bitti kovboy, sonra komedi furyası. Bitti, bitti… Sonra her şey bitti, hiçbir şey çekilemez hale geldi sinemada. Yok yani beş kuruş yok. Mecburen oynuyorsun erotik filmlerde. Mercimeği haşladım, soğanları kavurdum. Ama kıyma alacak param yok.” diyordu.

Bir diğer erotik film yıldızı Zerrin Doğan’da “Dönemin star oyuncuları bizleri kınamışlar. Ama onlar senede bir film yaparken biz daha çok film yapıp daha çok insanın karnının doymasını sağlıyorduk” diye anlatıyor Doğan. “Şimdi bizim dönemimiz kapandıktan sonra çevrilen filmlere bakıyorum, o çok konuşanlar şakır şakır soyunmuşlar, üstelik o çok kötü vücutlarıyla… Biz soyunuyorduk ama hiç değilse güzel bir tarafımız vardı… Bizim Anadolu insanına da çok faydamız olmuştur… Onlar bizim filmlerimizle kadın vücudunu tanımış, kadın vücudunun, sevişmenin ne demek olduğunu öğrenmiş oldular...” diyecekti.

Yönetmenin haberi yokken bile filmlere erotik sahneler eklendi

Filmler o kadar çok tutulmuştu ki izleyicinin erotik filmlere tepkisi ne olur? Korkusu artık geçmiş, erotizmin sınırlarını aşan, komediden çok erotizme ağırlık verilip iyiden iyiye sevişme sahnelerinin yer aldığı filmler çekilmeye başlanmıştı. Öyle ki erotik film olmayan macera türü filmlerde bile daha çok seyirci çekebilmek için erotik film tadında çılgın sevişme sahneleri filmin içine eklenmeye başladı. Yönetmen Yılmaz Atadeniz’in şu sözleri yukarıda ki yazımızı destekler niteliktedir. Atadeniz ”Bir de Kadı Han (1976) var.. Başrolünü Behçet Nacar’ın oynadığı… Kadı Han, Beyoğlu Rüya sinemasında gösterime girdiğinde kapıda kuyruk olduğunu gördüm ve hem şaşırdım hem de sevindim. Merak edip sinemaya girdim ve seyircilerle birlikte filmi izlemeye başladım. O da ne? Bir sahnede adı Banu muydu neydi tam hatırlamıyorum genç bir kız Behçet’le sevişiyor. Sevişme ki ne sevişme… Ama ben böyle bir sahne çekmemiştim… Behçet’e sordum… “Biz çektik” dedi, “film daha çok ilgi görsün diye…” Benden habersiz çekip eklemişler araya…Oluyordu böyle şeyler… Bu sahneyi duyan gidiyor filme… Bir giden ikinci defa gidiyor filme” diyordu.

Yeşilçamın seks kraliçesi: Zerrin Egeliler

Yeşilçam erotik denildiğinde Zerrin Egeliler ismini bu yazımıza dahil etmezsek yanlış olur. Zerrin Egeliler; yeşilçamın seks kraliçesi, her filmi izleyiciyi sinema salonlarına çekiyor ve salonlar hınca hınç doluyordu. Erotik komedi şeklinde çekilen filmlerde Zerrin Egeliler bazen yuva yıkan kadın, bazen evin sahibini yoldan çıkartan hizmetçi, bazen kader kurbanı, bazen saf köylü kızı, bazen evladını kurtarmak için kendini feda eden anne, bazen komşu kızı  rollerinde karşımıza çıkar. Ancak hangi rolde karşımıza çıkarsa çıksın vücudunu Türk seyircisine sergilemekten kaçınmadı. Cesur sevişme sahneleriyle erotik yıldız kimliğini pekiştirdi. Zerrin Egeliler, erotik film furyasının en aranan kadın oyuncusu oldu. Öyle ki 1 yıl içinde 37 filmde oynayarak bir rekora imza atmıştır.

Ve yeşilçam erotik film furyası, izleyiciden aldığı cesaretle yapımcıların daha çok para kazanma hırsına yenik düşüp  bir tık daha ileri giderek yeşilçam porno filmleri çekilmeye başlar. Yeşilçam erotik filmlerde bazı filmlere figüran oyuncularla çekilen porno sahneleri erotik filmlerini içine serpiştirilip izleyiciye servis edilirdi. Artık yeşilçamın daha önce erotik filmlerinde boy gösteren bazı oyuncuları porno filmi çekmeye başladılar. Dilber Ay, Zerrin Doğan, Levent Günsel, Zafir Seba, Çetin Başaran gibi isimler porno filmlerde boy göstermeye başladılar.

Uyanık yapımcıların sansür oyunu

Yıl 1980. O tarihe kadar Film Sansür Kurulu adı altında profesyonel bir çalışma yapılmamış, sinemacıların içinde olmadığı polis ve askerden oluşan bir kurul bulunmaktaydı. Kurul üyeleri, sinemalarda gösterilecek filmleri önce kendileri izliyor ve ona göre gösterilip gösterilmeyeceğine karar veriyordu. Ancak uyanık yapımcılar, kurulun gösterime girecek filme müsaade etmesi için aşırıya kaçan sahneleri kesip, kurulun müsaade ettiği film haline getiriyordu. Kuruldan onay çıktıktan sonra hem kestikleri parçaları hem de yabancı filmlerden aldıkları kısa porno görüntüleri filme ekleyip yayınlıyorlardı. Bu parça ekleme işine ”Blok Seks” adı verildi ve bir çok erotik film adı altına yayınlanan filmlere eklenip izleyiciye servis edildi. Olası bir polis baskınına karşı da sinema salonunda ki makinistler hemen kurulun izin verdiği filme geri gelerek filme devam ediyorlardı.

Askeri Cunta erotik film furyasının sonu oldu

12 Eylül 1980 askeri cuntası yeşilçam erotik film furyasının sonu oldu. Devlet eliyle düzenlenen baskınlarda bu filmlere el konuldu. Hatta porno düzeyinde ki bazı filmler yok edildi. Cunta yönetimi bununla da kalmadı erotik filmlerde boy gösteren özellikle kadın oyunculara dava açıldı. Zerrin Egeliler, Dilber Ay, Zerrin Doğan, Emel Aydan, Meltem Işık gibi oyuncular sorguya çekilip mahkeme salonlarına çıkarıldılar. ”Lanetli Kadınlar” olarak lanse edilmeye başlandılar. Günah keçisi olarak kadın oyuncular gösterilirken erkek oyuncular bu lanetten payına düşeni almayıp halkın kahramanı olmaya devam ettiler. Öyle ki seks yıldızlarını korumaya çalışan sinema yazarları bile ağır şekilde eleştirildi ve topluma kötü örnek oluşturan isimler olarak psikolojik işkenceye maruz kaldılar.

Yıldızların hazin sonları

80’li yıllara geldiğinde Türkiye’de arabesk furyası başladı ve arabesk sanatçıları peş peşe filmler çekmeye başladılar. Erotik filmlerde oynayan ve yıllarca yapımcıların kahrını çekip onlara eşek yükü kadar para kazandıran oyunculara, yapımcılar ne hikmetse sırtlarından ekmek yedikleri bu yıldızları unuttular. Hiç bir projede bu isimlere yer verilmedi. Kimi Fransa’ya taşınıp iş kadını oldu ( Arzu Okay ), kimi evlenip Bursa’ya taşındı (Zerrin Egeliler), kimi gerekli tedavi parasını bulamayıp kansere yenik düştü (Mine Mutlu), kimi dostu tarafından katledildi (Feri Cansel ), kimi intihar etti ( Seher Şeniz), kimi kabuğuna çekilip ilerleyen yaşına rağmen yapımcılardan rol beklemektedir. (Zerrin Doğan)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Bunları Biliyor Muydunuz?

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.
Verified by MonsterInsights