Ahmet Danyal Topatan, hayatı hep zorluklarla geçti. Daha küçük yaştan itibaren hayatın yükünü omuzlamıştı. Hayat mücadelesi için ortaokulu birinci sınıfta terk etti. Gençlik yıllarını Mersin’de geçirdi. Ancak aradığını bulmamış ki taşı toprağı İstanbul’a geldi. Koca İstanbul’da sığınacağı bir yakını, arkadaşı yoktu. Sabahçı kahvelerinde sabahladı, çay simitle karnını doyurdu. Sanata ilgisi vardı hatta Mersin’de bir ara tiyatro oyununda oynadı. Yolu Yeşilçam’a düşer. Burada film setlerinde iş bulur. Işıkları topla, getir götür, dekoratörlük, bunu getir şunu götür ayak işleri. Belki aldığı para yetmiyordu ama olsun o işini seviyordu. Hayranı olduğu dönemin yıldızlarını görüyor içinde ki sanat aşkını böylece gidermiş oluyordu.
Set işçisi Topatan’ın yeteneği fark edilir. Gelen teklifler karşısında set işçiliğini bırakıp sinemaya geçiş yapar. İlk filmi 1952 yapımı olan ve Tiyatrocular Dönemi’nin son bulmasını sağlayan 1952 yapımı Kanun Namına filmidir. Ayhan Işık’la kamera karşısına geçen Topatan, bu filmde bir polis memuru karakterini canlandırır. Danyal Topatan’ı Türk izleyicisinin tanıdığı film ‘’Karaoğlan’’ filmidir. 1965 yapımı olan Kartal Tibet’in Karaoğlan’ın canlandırdığı ‘’Karaoğlan Altay’dan Gelen Yiğit’’ filminde ki ‘’Camoka’’ rolüyle gönüllerde taht kurdu. Bir türlü ölmeyen, dokuz zanlı ”Camoka” tüm filmde yapmadığı kötülük kalmasına rağmen Türk halkı ‘’Camoka’’yı sevdi. Topatan, Camoka rolüyle 1966 yılında çekilen ‘’Karaoğlan: Camoka’nın İntikamı’’, 1969 yapımı ‘’Karaoğlan’ın Kardeşi Sargan’’ filmlerinde de ‘’Camoka’’ rolünü başarıyla oynadı. 1968 yapımı ‘’Camoka’nın Dönüşü’’ filminde de başrol oynadı. Usta oyuncu çekimleri Türkiye’de yapılan Amerikan yapımı olan 1964 yapımı ‘’Topkapı’’ filminde de rol aldı. Danyal Topatan, oyunculuğunun yanı sıra senaryo yazarlığı ve yönetmen olarak da Türk Sineması’na katkıda bulunmuştur. 1962 yapımı ‘’Bir Haydut Sevdim’’ filminin hem senaryosunu yazmış hem de yönetmenliğini yapmıştır. Ayrıca 7 filmin de Sanat Yönetmenliği’ni yapmıştır.
Danyal Topatan’ın Yılmaz Güney ile olan ilişkisini de belirtmeden geçemeyeceğim. Yılmaz Güney’le abi kardeş ilişkisi olan Topatan, Yılmaz Güney’in çoğu filminde rol almıştır. Sinema emekçilerine büyük saygısı olan Güney, filmlerinde Topatan’a mutlaka bir rol vermiştir. Aspirin Osman, Sevapçı, Hidayet, Musa Dayı gibi rollerde 8 Yılmaz Güney filminde oynamıştır. Danyal Topatan, her ne kadar ‘’Camoka’’ rolüyle Türk halkının gönlünde taht kursa da benim gönlümde de ‘’Çerçi Osman Alyüz’’ rolüyle taht kurmuştur. Yılmaz Duru, Feri Cansel, Nihat Ziyalan gibi oyuncuların rol aldığı 1970 yapımı ‘’Erkekçe Ölenler’’ filminde ‘’Çerçici Osman Alyüz’’ rolüyle karşımıza çıkar. Filmde Osman, yıllar önce 10 yaşında ki bir kız çocuğuna tecavüz edip öldürmüş ve uzun süre hapiste yattıktan sonra çıkmıştır. Kendi halinde yaşayan, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan Osman, çerçicilik yaparak geçimini sağlamaktadır. Ancak kötü kader onun peşini bırakmaya niyeti yoktur. Büyükçekmece yakınlarında bir köyde tecavüz edilip öldürülen bir kız çocuğu cesedi bulunur. Polis olay yerinde yaptığı incelemede Çerçici Osman’ın da oradan geçtiğini öğrenir. Ancak Osman’ın bu cinayetle uzaktan yakından alakası yoktur. Ancak eski sabıkası işlenen cinayetle birebir örtüşmektedir. Köylünün linçine maruz kalan Osman, günlerce süren işkence dolu sorgusunda artık dayanamaz ve işlemediği halde suçu kabul eder. Hapiste de kendini asarak intihar eder. Topatan’ın performansı adeta parmak ısıtıyor. Sorgu sahnelerinde o kadar gerçekçi oynuyor ki zannedersiniz ki gerçekten böyle bir olaya dahil olmuş. Film sonunda Osman’ın cinayeti işlemediği ortaya çıkıyor.
Yeşilçam’ın vefasızlığı Danyal Topatan’ın son günlerinde de görülür. Akciğer kanseri hastalığından dolayı çalışamayan Topatan’a son günlerinde Yeşilçam’ın set işçileri, karakter oyuncuları yardım etti. Belki kötü alışkanlıkları yüzünden bu hale düşmüştü. Uyuşturucu kullandığı, kumar oynandığı söylenir. Çocuğu olmayan Topatan, 26 Eylül 1975 yılında 59 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Onun cenazesiyle ilgili olarak Agah Özgüç, ‘’Türk Sinemasının Orjinalleri ve Marjinalleri’’ kitanında şöyle bahseder;
‘’Yıl 1975’ti aylardan da galiba Eylül. Şişli Camisi’nden bir cenaze kalkıyordu. Kalabalığı oluşturanların büyük bir çoğunluğu Yeşilçam’ın set işçileri, kavgacılar ve çileli yardımcı oyunculardı. Aradan yıllar geçmiş tabutu taşıyanlar arasında Kudret Karadağ’ı, Baki Tamer’i, Yadigar Ejder’i, Atilla Ergün’ü, Necip Tekçe’yi, Sivori Necdet’i ve Adnan Mersinli’yi anımsıyorum. Elbette başkaları da vardı… Dedim ya aradan yıllar geçmiş.
Şişli Camisi’nde eller üstünde taşınan kim di ? Danyal Topatan… Yeşilçam’ın en çirkin adamı belki de. Berduş, serseri ve esrarkeş. Hayal meyal Tarlabaşı’nın pis sokaklarındaki evi anımsıyorum. Danyal Topatan, Kadir Savun ve ben. Biz neden bu evdeydik. Bir kadının eviydi bu. Kimin sevgilisiydi o? Danyal’ın mı, Kadir’in mi ? O gece orada sabahlamıştık. Rakılı ve dumanlı bir geceydi… Ve Danyal Topatan’ın içi esrar dolu sigara kağıdını diliyle yapıştırdığını görür gibi oluyorum…
Şimdi Danyal yok.. Bir Eylül öğlesinde onu sırtlarında taşıyarak son yolculuğuna uğurlayanlardan Yadigar Ejder, Atilla Ergün de yok..”
Kullanılan Kaynaklar
Agah Özgüç ’Türk Sinemasının Orjinalleri ve Marjinalleri’ kitabı
Sinematürk
